Kategorisiz Yaşam

Hisler ve Duyularımız ve Duygularımız – 2

Hisler ve Duyularımız ve Duygularımız

Yaşam Koçluğu Penceresinden Hayata Bakış …
Dün…Bugün…Yarın…
Zaman kavramı izafiyeti klasik bir söylem olup dilimizdedir ama ne kadar
anlarız o da ayrı bir boyut…
Niye zaman, niye dün, bugün yarın?..
Dününü bilmeyen bugününü yaşayamayan yarınını nasıl planlasın
öngörsün…
Çocuklarda en zor kavramlardan biri olan ZAMAN…
ZAMAN nedir? Nasıl öğrenir? Nasıl öğretilir…
Günümüzde çocuklarımızı o kadar hızlı akademik öğrenme ortamına
sokup, bilme hali ile övünç yaşayıp dahilik – üstün zekalılık yarışlarında
ortalığı toz duman ediyoruz ki …
Sonra bazı şeyleri yaşının üstünde bilip yaşına uygun YAŞAMSAL BECERİ
eksiklikleri ile veya bazı temel şeyleri kavrama da zorluk yaşadığını görüp
duvara çarpınca da başka bir dahilik sinyali anlamı yükleyerek avunmaya
çalışıyoruz…
Veya dilimizin ucu ile acaba öğrenme zorluğu mu yaşıyor diye
çaktırmadan arayışa giriyoruz..
Sorun ne?.. ZAMAN kavramını bilmiyor öğrenemiyor…
Zaman kavramı gün / ay / yıl….Kaç saat ,kaç dakika / kaç gün kaç hafta /
kaç ay kaç gün kaç hafta gibi…
Ama zaman duygusu da izafidir ….Soyuttur…
İzafidir, yani görecelidir…Alın 10 dakikayı hastane kapısında bekliyorsanız
GEÇMEZ ,yolda bir yere yetişiyorsanız YETMEZ…
Çocuklarda nedir durum?…Yetişemez, planlayamaz çünkü iç duygu düzeni
ile kendince günü oyun zamanı yaşayarak öğrenir deneyimleyerek..
Ama kuzucukları, hayatın da gereği hele çalışan anne baba iseniz öyle bir
koşmaca içinde zamansızlık içinde karga tulumba hayatın içinde bir oraya
bir buraya taşıyoruz ki çocuk duyguları abandone ,tanımsız…
Sonra okul çağı, ders hayat bilgisi ve matematik….
Zaman konusu koca bir anlamsızlık…
Dün ne ? Bugün hep bugün ..yarın? ne … sonra ? ne…
Dolayısı ile matematik ve Türkçe derslerinde zorlanma ?
Çünkü matematik de soyuttur ve 12 yaş sonrası oturur gerçek
anlamda … Dil önemlidir duyguları anlatır…Duyguların somut olanı evet
öğrenilir ama soyut kavramlarda zorlanılır..
Ama ÇOCUK ÖĞRENME ZORUNLULUĞUNDADIR.
Pekala Nasıl?
Haydi anne babalar evde öğretin…Ebeveyn pedagojik dili bilmez akademik
bilgi öğretmeyi bilmez ki..
Anne baba eşlik edendir…
Ve işin acısı evde o yükü ebeveyn omuzlarına yüklediğinizde evde çocuk
ile çatışma ocağına odun taşırsınız…
Çünkü nasıl olurda bu kadar kolay şeyi çocuğu anlayamaz.. Anlayamaması

anlamsız hatta korkutucu gelir …

Oysa ki ne kadar kolaydır.. KOLAY nedir? Bildiğindir..
Peki ,sorsanız anne babaya ,siz ne zaman ve nasıl ÖĞRENDİNİZ bu
konuları..
Hatırlayamaz bile ..Çünkü bazı şeyler doğal akışında düşe kalka yanıla
düzele kendiliğindenlik içinde öğrenilir…O nedenle ne çok şey bildiğimizi
fark edemeyiz. Nasıl öğrendiğimizi de
ZOR nedir ? Yapamadığın anlayamadığın hatta
ANLAMLANDIRAMADIĞINDIR…
Çocuk gözü ile bakar mısınız? Neyi anlamadığını anlamlandıramadığını
anlatamıyor ve karşısında nasıl anlayamadığını ANLAMAYAN çıldrmış anne
baba var…
Haydi bakalım …
Çocukta ,sizin kendisini neden anlayamadığınızı ANLAYAMIYOR..
ANLAMSIZLIK VE ANLAYAMAMA halinde eşitsiniz…
Doğal çocukluk gelişimi içinde ki sakin ve sürecindeki öğrenme akışına
müdahale ile doğallık kırıldığından akademik öğrenimde çatışmalar
kaçınılmaz..
Ve yine evren boşluğu sevmez alacağını alır…Kendi içinde ki henüz
büyümeyi tamamlayamamışlığını onarır ve kendi öğrenme sürecini
tamamlar ve rahatlar…
Bazı çocuklar sonradan açılır ya…İşte çoğu bundan anlam dünyasını
anlamlandırmayı oturtmuştur..
Soyut kavramlar zor oturur ama oturunca arkası daha rahat gelir..
Matematik hayattır, hayat yaşanarak da öğrenme ile tamamlanır…
Hayatın için de dününü bilme ,gününü yaşama ve yarınını planlama evde
başlayan öğretidir..
Dününüz “keşkesiz”, gününüz “mutlu” yarınlarınız huzurlu ve aydınlık
olsun
Güzel yarınlara….
Aliye Ürpekli
Yaşam Koçu / Braintrainer

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Şunlar da hoşunuza gidebilir