Çocuk Manşet

Waldorf Yaklaşımı ve Temel İlkeleri Nedir?

Waldorf yaklaşımı eğitim konusunda dünyanın birçok ülkesinde öncü model olarak uygulanmaktadır. Avustralya asıllı dünyaca ünlü sanatçı, filozof ve bilim insanı Rudolf Steiner tarafından temelleri atılmıştır. Rudolf Steiner’in temel ilkelerini belirlediği bu yaklaşımda öğrenciyi bir birey olarak merkezde görüyoruz.

Waldorf yaklaşımı; her çocuğun toplumsal ya da ırk, sağlık fark etmeksizin özgür bir öğrenme hakkı olduğunu savunur.

Eğitim tarihten bugüne kadar her çağda önemli olmuştur. Eğitim sistemleri de zaman zaman çağın ihtiyaçlarını ön planda tutmuştur. Daha otoriter bir eğitim anlayışı uygulanan dönemlerde bireyler yetişkinlik çağında mutsuz ve başarısız olduğu bilinmektedir.

1900’lü yılların başında ortaya konulan bu modele göre her çocuğun kendi varoluş amacına saygı duyulmaktadır.

Waldorf yaklaşımı, her çocuğun meraklı, duygusal ve sanatsal bir öğrenme deneyimi ile büyümesi gerektiğini ifade ediyor. Bu modelde asıl amaç; eğitimi bir sanata dönüştürmektir. Bu amaca ulaşmak için de okul öncesi dönemden başlayarak 12. Sınıfa kadarki müfredatları hedefler. Bu dönemin tamamı boyunca sanatın öğrenmenin merkezinde olması gerekir.

 

Bu yaklaşıma göre:

‘’ Her öğrencinin öğrenmeye karşı içsel bir motivasyonu vardır. Önemli olan, öğretmenin çocuğun ilgi ve yeteneklerini fark etmesi ve çocuğu yetenekleri doğrultusunda motive etmesidir. Bu motivasyonu sağlamak için ödüllü, rekabetçi ve akademik başarı seviyesine göre belli statülere yerleştirilme kaygısı olmayan bir eğitim ortamı sunmasıdır. Çünkü hedef; çocuğun keyifle ve deneyimleyerek öğrenmesini sağlamaktır. ‘’

 

Waldorf Yaklaşımı ve Temel İlkeleri

Waldorf yaklaşımı derinlemesine incelendiğinde birden fazla ilkeye sahiptir. Bu temel ilkelerin detaylarını incelediğinizde baştan sona bütünsel bir eğitim modeli ile karşılaşırsınız.

Burada her detayı anlatmak yerine bütünsel bir bakış açısı kazanabilmenizi hedefliyoruz.

 

*Waldorf Yaklaşımı’nda Çocuk Merkezli Eğitim Anlayışı

Waldorf yaklaşımı sık sık duyduğunuz çocuk merkezli eğitim anlayışıdır. Bu modelde standart bir müfredat yerine çocuğun ilgi alanları ve yeteneklerine göre program yapılır. Çocuk, öğrenmek zorunda olduğu için değil; merak ettiği ve öğrenmek istediği için öğrenir.

Yani, içinden geldiği için çalışan öğrenciler yoktur. Her öğrencinin içinden gelen bir istek vardır, fakat onu keşfedip ona yönelmek gerekir.

 

* Waldorf Yaklaşımı Bireyi Çok Yönlü İnceler

Waldorf yaklaşımı bireyin sosyal, bilişsel, bedensel ve toplumsal yönleri gibi tüm alanları ele alır. Çocuğun duyular yardımıyla aldığı bilgileri, kendi becerileri ile bütünleştirmesi hedeflenir. Yeni bir bilgiyi öğrenme sürecinde, keşfederek kademeli öğrenmesi amaçlanır. Hap gibi hızlı hızlı bilgi aktarımı doğru bulunmaz.  Sonra da o bilgiyi kendi bakış açısıyla geliştirip içselleştirmesi için alan yaratılır.

Her ne kadar kulağa hoş gelse de uygulama noktasındaki başarıyı tartışabiliriz. Bu modelin uygulamasında öğretmenin rolü ve işlevi en kritik değişkendir.

 

* Waldorf Yaklaşımı’nda Öğretmen Otorite Değil; Rehberdir

Waldorf yaklaşımına göre öğretmenin temel görevi öğretmek değildir. Bu noktada öğrenme hakkındaki iki yaygın görüşü ortaya koymak istiyoruz. Bir grup uzman, aslında her şeyi bilerek doğduğumuzu ve yaşam boyu keşfettiğimizi savunuyor. Bir diğer grup da, beynin algıladıkça bilgi kaydı yaptığını savunur. İkinci görüşe göre yaşam boyu beynimiz hep bir şeyler öğrenir. Ve bir noktada öğrenme hızımız artarak ilerler.

Waldorf yaklaşımı öğretmeni bir yol gösterici olarak konumlandırmaktadır. Yani, birinci yaklaşıma daha yatkındır. Çocukların öğrenme sürecinde öğretmen; hangi bilgiyi sunacağını bilmelidir. Fakat, mükemmel bir empati yeteneği de olmalıdır. Çocuğa o bilgiyi verme sürecinde çocuğun kendi kendine keşfetmesi için rehberlik etmelidir. Bu sayede çocuk o bilgiyi öğrenirken kendi duygu, düşünce ve yetenek aleminde içselleştirir. Merak, heyecan ve arzu ile deneyimlediği bu bilgiyi hayat okulunda da kullanıp, geliştirebilir.

 

Waldorf Yaklaşımı ile Başka Bir Dünya Mümkün Mü?

Waldorf yaklaşımı aslında bir eğitim modeli gibi görülse de yaşamın bütünü için tasarlanmıştır. Eğitim; çocukluktan başlayarak bireyin toplumsal yaşamı, sosyal çevresi ve ekonomik katkıları besler.

Waldorf yaklaşımı 1. Dünya Savaşı’ndan sonra toplumu temelden yapılandırmak amacıyla ortaya çıkmıştır. İnsanlığın bir daha böylesi karanlık dönemler yaşamaması ve acı çekmemesi için geliştirilmiştir.

Waldorf yaklaşımına göre toplumsal yenilenme; bireyle başlar ve birey de eğitimle şekillenir.

Doğal olarak, daha iyi, sevgi dolu ve yaşamdan keyif alan bireyler toplumu oluşturmalıdır. Toplum bu şekilde mutlu ve barış içinde olacaktır. Bu nedenle bu yaklaşım, sanat, doğaya ve insana önem verir.

Waldorf yaklaşımı çerçevesinde okul; hayata hazırlık değildir. Hayatın tam olarak kendisidir. Bu nedenle öğrenciler, arkadaşlarını rakip olarak görmezler. Okulda öğrenciler birlikte ekip olarak hareket edip; kendi yetenekleriyle ortaya bir çıktı koyarlar. Hem bireysel olarak yeteneklerini kullanırlar. Hem de birlikte farklı bakış açısı ve yetkinlikleri birleştirirler. Bunda da son derece keyif alırlar. Çünkü oyun duygusu ve eğlenmek en temel amaçlarıdır.

Kulağa gerçekten harika geliyor.

Eğer çocuğunuzun okul müfredatı bu yaklaşımla uyuşmuyorsa ebeveyn olarak pro-aktif olabilirsiniz. Evdeki öğrenme gündeminizi bu yaklaşıma uygun hale getirmeniz mümkündür.

Okul fobisi hakkındaki yazımıza göz atmak için tıklayın.

Şunlar da hoşunuza gidebilir