Anne Çocuk Yaşam

OKULA UYUM SÜRECİ NASIL OLMALI?

Okula uyum süreci

 

Uzun bir aradan sonra okullar kapılarını çocuklara açmaya hazırlanıyor. Pandeminin etkisi ile uzun süredir evde olan çocuklar için farklı bir başlangıç söz konusu. Bu başlangıç heyecanla birlikte kaygıyı da beraberinde getirecek olması olasıdır. Keza pandemi devam ettiği için aileler için de yoğun bir kaygı söz konusu olabilir. Pandemi ve okul süreci düzenlemesini uzmanlar planlayacaktır. Bu süreçte pandemi ve covid-19 bilgisine sahip çocuklar ebeveynlerine süreçle ilgili sorular yöneltebilir. Çocukların bu soruları geçiştirilmeden kısa ve açıklayıcı cümlelerle yanıtlanmalıdır. Bu açıklamalar çocukta güven duygusu yaratır. Yoğun bilgiye maruz bırakmadan merak ettikleri kadar cevaplamak yeterlidir. Öncelikle uyum süreci erken çocukluk döneminde 0-8 yaşlar arasında çocuklar için zor bir süreç olabilmektedir. Bunun nedenlerinden birisi bilinmezliktir. Bilinmezlik yetişkinleri dahi korkutuyorken çocukların kaygı ve korkusunun normal olduğunu unutmamak gerekir.  Bir diğer neden çocuğun ilk ve güven duyduğu çevresi aile iken ikinci çevre olan toplum ile ilk kez karşılaşacak olmasıdır. Sosyal çevreye adaptasyon ise bu yaşlar arasında zorlayıcı olabilmektedir. Okula başlayacak çocuklar için öncelikle evde bu konu çocuklar ile konuşulmalıdır. Aile içerisinde ön hazırlık yapılmalıdır. Bu konuşmalar da çocuğa “büyüdüğü, artık okula gitmesi gerektiği, korkacak bir şeyin olmadığı gibi empati dilinden uzak, direktif, kural içeren konuşmalar ile değil, okulun yeni arkadaşlıklar ve yeni bilgiler edinilen, oyunlar oynanan bir yer olduğu şeklinde anlatımlarla gerçekleşmesi gerekmektedir. Çocuktan gelen okul ile ilgili sorular, iki uç noktadan uzaklaşarak cevaplanmalıdır. İlk uç nokta yukarıda söz konusu olan “büyüdün artık ile başlayan cümlelerdir. ”İkinci uç anlatım ise okulun hep oyunlar oynanan, çok eğlenceli özgürce vakit geçireceği bir ortam olduğu anlatımıdır. Bu ikinci uç anlatımın sonucunda çocuk okula başladığında karşılaşacağı sınırlar ve kurallar karşısında hayal kırıklığına uğrayabilir. İletişim dili açıklayıcı, yansıtıcı, anlayış ve empatik bir dil olmalıdır. Okula başlangıç konusunda resimli kitaplar okumak çocukların uyum süreci için oldukça faydalı olacaktır.  Ailede ortamında başlayan hazırlık sürecinde, okulun açılış gününden birkaç gün önce okul ziyareti ve öğretmen ile tanışma olanağı çocukta sürecin daha kolay gerçekleşmesine yardımcı

olacaktır. Anaokulu, kreş sürecindeki çocuklar için uyum sürecinde okulun ilk haftası aşamalı başlangıçlar tercih edilmelidir. Bu aşama ilk gün birkaç saat ve ebevynin okulun içinde uygun bir alanda beklemesi şeklinde olmalıdır. Pandemi süreci kapsamında alınan kararlar neticesinde bu yıl bu bekleme alanı okulun içi olmayacaktır. Okulun mevcut bahçesi varsa bahçesi ya da okulun yakın çevresi uygun olacaktır. Okulun içerisine girmek konusunda ısrarcı olamanız okul içerisindeki personel ve öğretmeni zor bir durum ile karşı karşıya getirebilir. Bu özel durum da evde çocuğa mutlaka kısa ve açıklayıcı bir dil ile anlatılmalıdır. İlerleyen günlerde aşamalı olarak ebeveyn okuldan uzaklaşmalı ve çocuğun okulda geçirdiği süre aşamalı olarak arttırılmalıdır. Bu süreler her çocukta değişim gösterebilir. Bazı çocuklar ilk hafta süreci tamamlarken bazı çocuklarda süreç uzayabilir. Aile dinamiklerine göre çocuktaki etki de farklılaşacaktır. Bu süreçte sabırlı olunmalıdır. Bir diğer önemli nokta ise çocuğu okula bırakırken kapıda yaşanan yoğun vedalaşma sürecidir. Aile kapıda çocuğa sık sık sarılır, kaygı içeren cümleler ve vücut dili ile çocuğu okula bıraktığı takdirde, çocuk da okulu korku dolu bir ortam olarak algılayacaktır. “Yavrum lütfen ağlama hemen geleceğim almaya seni, bende çok üzülüyorum, ah tüh” gibi söylemlerdir bunlar. Bu aşamada çocuğa karşı normal bir beden dili sergilenmelidir. Çocuklar çok iyi gözlemcidirler. Ebeveynlerinin cümlelerinden önce beden diline odaklanırlar. Sakin, anlayış içeren bir konuşma ile çocuk okul kapısından öğretmenine bırakılmalıdır. Bu süreçte çocuğun ağlamasının oldukça normal ve ayrıca sağlıklı bir durum olduğu unutulmamalıdır. Çocuğa onu okuldan alınacağı saat ile ilgili somut anlatımlar yapılmalıdır. Bu ise şu örnek ile anlaşılacaktır. “Kahvaltı sonrası öğretmeninin planladığı etkinlik, oyun, sonra öğle yemeği, uyku, tekrar etkinlik ve atıştırmalık, sonra ben geleceğim.” Zaman çocuklarda en geç gelişen kavramdır. Bu nedenle çocuklar yedi sekiz yaşına kadar iki saat sonra, birazdan gibi zaman cümlelerini anlayamamaktadırlar. Zaman kavramı erken çocukluk dönemindeki çocuklara somutlaştırılarak anlatılmalıdır.  Gün sonunda okuldan alırken çocuğu, kapıda soru yağmuruna tutmamak gerekir. Okul nasıldı? Nasıl geçti? Ne yaptın okulda bugün? Gibi sorularla sıkmak yerine eve giderken “ bugün okulda seni çok güldüren bir olay oldu mu? Yada bugün şaşırtıcı bir şey oldu mu? Gibi çocuğun hatırlamasını  kolaylaştıracak odak sorular tercih edilmelidir. Bu süreçte akşam evde duygu kavanozu oyunu tercih edilebilir. Duygu oyununda tüm aile bireyleri bir araya gelerek o gün yaşadıkları olaylarda hissettikleri duyguları anlatabilirler.  “Bugün beni en çok üzen olay. Bugün beni en çok mutlu eden anım. Bugün beni en çok şaşırtan olay. gibi.” Sonrasında herkes kendi duygusunu o günün tarihi ile birlikte bir kağıda yazarak, katlayıp kavanozun içerisine atabilir. Yazı yazma sürecinde olmayan çocuklar için çocuğun yerine bir ebeveyni yazar ve çocuktan katlayarak kavanozun içerisine atılması istenebilir. Duygu kavanozu kapatılır. Bu sayede çocuğun okulda geçirdiği gün ile ilgili oyun yoluyla bilgi toplayabilirsiniz.

SONUÇ OLARAK

Çocukların kendilerini, duygularını açığa çıkardıkları, duygu aktarımı yapabildikleri en etken yol oyundur. Ayrıca unutulmamalıdır ki çocuklarla kurulan sağlıklı iletişim tüm kritik süreçlerde yol gösterici olacaktır.

Hatice ÇETİN HAKYEMEZ

Uzmandan randevu almak için burayı tıklayabilirsiniz.

 

Daha fazla bilgi için burayı tıklayın..

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Şunlar da hoşunuza gidebilir