Sodyum açısından zengin bir diyet kan basıncında artışa neden olabilir. Bir kişinin normal tansiyonu varsa, günde iki çay kaşığından biraz fazla tuz alacaktır. Bir kişinin yüksek tansiyonu varsa, alımını günde bir çay kaşığı ile sınırlamalıdır.
Çoğu insan, doktor tavsiyesine uyarak ve soslar, şarküteri etleri, ekmekler ve konserve çorbalar gibi gizli tuz kaynaklarına dikkat ederek bu sorundan kaçınır. Ancak farkında olmayabilecekleri bir şey, bazı ilaçların önemli bir tuz kaynağı olduğudur. Bazı diüretikler de vücudun idrarla kaybedilen potasyumu kaybetmesine neden olduğundan, bu ilaçları almak ve günde 2.300 miligramdan fazla sodyum yemek sorunlu olabilir.
Aşırı Tuz Tüketiminin İleri ki Yaşlarda Açacağı Problemler
Aşırı tuz tüketimi, kan basıncını yükseltmenin ve ileriki yaşlarda olası sağlık sorunlarına yol açmanın yanı sıra böbrek hasarına, mide ülserlerine veya kemiklerden kalsiyum kaybına da neden olabilir.
Yeni bir çalışma, bir kişinin aşırı tuz tüketimi söz konusu olduğunda endişelenmesi gereken şeyin sadece yüksek tansiyon olmayabileceğini öne sürüyor. Berkeley’deki California Üniversitesi’nden araştırmacılar, günde dört gramdan fazla veya yaklaşık üç çay kaşığı tuz tüketen kişilerin “metabolik sendrom” veya kalp hastalığı riskini artıran sağlıksız faktörlerin bir kombinasyonu için risk altında olduğunu buldular.
Metabolik sendrom, yüksek trigliseritler (bir kan yağı) ve HDL kolesterol (iyi tür), düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) kolesterol ve yüksek tansiyon ile aşırı kilo ile karakterizedir.
Kıdemli yazar Anoop Agarwal, “Metabolik sendroma katkıda bulunan birçok faktör var” dedi. “Bulgular, tuzun bunlardan biri olabileceğini gösteriyor. Tuz tüketimini azaltabilirsek, sorunu önlemeye ve kontrol etmeye yardımcı olabiliriz. Çalışma, üç yıl boyunca Kaliforniya’nın merkezinde 1.700’den fazla kişiyi izledi. Katılımcıların kan basıncı kontrol edildi ve son 24 saat içinde ne yediklerini hatırlamaları istendi.
Araştırmalar Tuz Hakkında Neler Gösteriyor?
Araştırmacılar, günde dört gramdan fazla sodyum tüketen kişilerin metabolik sendroma sahip olma ihtimalinin iki katı olduğunu buldular. Çalışma ayrıca, yüksek tansiyonu ve yüksek tuz diyeti olan kişilerin, sağlıksız bir LDL kolesterol düzeyi yerine, yüksek trigliseritlere ve düşük HDL kolesterole sahip olma olasılığının çok daha yüksek olduğunu buldu.
Agarwal, “Tipik olarak, trigliserit ve HDL kolesterol seviyeleri anormal olduğunda, birlikte çalışırlar” dedi. “Ancak, çok miktarda sodyum tüketen insanlar için, aralarındaki ilişki değişiyor. Yüksek düzeyde tuz alımı olan kişilerin, yüksek trigliserit düzeyleri ve düşük HDL kolesterolü olması daha olasıdır.”
Araştırmacılar, bir kişinin tuz tüketimini belirlemek için bir kan basıncı monitörü kullandılar. Yüksek tansiyonu olan ve aşırı idrar potasyum kaybına neden olabilecek ilaçlar kullanan kişiler çalışma dışı bırakıldı.
Ayrıca Afrikalı Amerikalıların metabolik sendroma sahip olma olasılığının Kafkasyalılardan daha yüksek olduğunu buldular. Agarwal, bunun Afrikalı Amerikalıların diyetlerinde Kafkasyalılardan daha fazla miktarda tuz tüketmelerinden kaynaklanabileceğini söyledi. Agarwal’a göre, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki tuz tüketimi artıyor. Bunun, gıdalarda artan sodyum seviyelerinin yanı sıra artan işlenmiş gıda seviyelerine bağlı olabileceğini söyledi. İnsanların tansiyonlarının sadece kendilerini değil, diğer birçok insanı da etkilediğini anlamaları önemlidir” dedi. “Ayrıca, geniş nüfus grupları yüksek tansiyondan ve metabolik sendromdan etkilenir.” Çalışma, Amerikan Hipertansiyon Dergisi’nin Kasım sayısında yayınlandı. [Lee Daucher ve ark., Günde dört gramdan fazla diyet sodyum tüketen yetişkinler arasında Metabolik sendrom prevalansı ve risk faktörleri, Am J Hypertens (2009).
Daha fazla bilgiler için buraya tıklayın…
