Kardeş Kıskançlığı, bireyi mutsuz kılan, olumsuz bir duygudur. Çocuklar arasında en yaygın kıskançlık türü kardeşler arasında görülen kıskançlıktır. Çok çocuklu ailelerde kardeş kıskançlığına çok sık rastlanır, rastlanması da son derece normal bir durumdur.Genellikle en büyük çocuklar ailenin göz bebeği gibi büyürler,ilk torun,ailedeki ilk çocuklardır .Ve aileyi birleştiren merkez noktadır. Bu hükümdarlık aileye gelen yepyeni bir üyeyle bir anda bozuluverir.Bu durum çocukta büyük bir hayal kırıklığı oluştururken,ebeveynleri de zorlu bir süreç beklemektedir.
Kardeş Kıskançlığı
İlk çocuklar ailenin ilk tecrübesi olduğundan çocuk doktorunun dediği harfiyen uygulanır,anne baba başta olmak üzere tüm aile heyecan içinde çocuğun başında pervane olur.Bu yoğun sevgiyi hisseden çocuk için bunu bir başkasıyla paylaşmak gerçekten zorlayıcıdır. Bazı anneler ilk çocuklarının kardeş sahibi oldukları ilk günlerde hiçbir kıskançlık belirtisi göstermediklerini, ancak aradan birkaç ay geçtikten sonra kıskançlıklarını dışa vurduklarını söylerler.
Gerçekten de bazı çocuklar, başlangıçta kıskançlık belirtisi göstermezler, ancak kardeşleri ayaklanmaya, evin içinde dolaşmaya başladığında, onun varlığından rahatsız olmaya başlarlar. Kardeşleri konuşmaya, cilve yapmaya başlayınca, bu rahatsızlıkları daha da artar. Çünkü küçük kardeşin yalnız anne ve babanın değil, yakın çevrenin de ilgisini çekmeye başladığını fark ederler. Bu durum da, o ana kadar gizli kalmış olan kıskançlık duygusunun su yüzüne çıkmasına neden olur.Büyük çocuklar genellikle kardeşine vurarak,zarar vererek azar işiteceği durumlar yaratıp ebeveynin ilgisini üzerine çekmeye çalışır.
Bazı çocuklar kıskançlıklarını bu tür hareketlerle dışa vurmazlar. Bunlar kardeşlerini seviyormuş gibi davranırlar, ancak yemekten içmekten kesilirler, içlerine kapanır, dış dünyaya küserler, evin bir köşesine çekilir, parmak emerler veya bu tür davranışlar geliştiriler. Bazıları da, kardeşlerine hiçbir zarar vermeden tekrar bebekliğe geri dönüş yaparlar. Her şeyden önce bebek gibi konuşmaya başlarlar, katı yiyeceklerin yerine sulu yiyecekleri tercih ederler, biberon veya emzik isterler. Hatta tuvalet alışkanlığını kazanmış oldukları halde, kardeşin gelişinden sonra atlarını ıslatmaya veya kirletmeye başlarlar. Bu şekilde bebekleşerek, eskiden kendilerine gösterilen sevgi ve ilgiye kavuşacaklarını zannederler.
Bu davranışların altında yatan kıskançlığı sezemeyen anne-babalar, çocuklarını azarlarlar, döver, sert tepkiler gösterirler. Bu tepkileri ile de çocuktaki kıskançlık duygusunu arttırmış olurlar.Aslında anne-babalar yanlış tutum ve davranışları ile çocuktaki kıskançlığı körüklerler. Kardeşler arası kıskançlık, kardeşler arası rekabet çok doğaldır. Bu duyguların dışa vurulması, gizli kalmasından iyidir. Ancak kıskançlık duygusunun çok şiddetli olması, çocuğun bunu her fırsatta göstermesi, saldırganlık şekline dönüşmesi doğal değildir. Yine bu kıskançlığın çok uzun sürmesi, anne ve babanın olumlu yaklaşımlarına rağmen azalmaması doğal değildir.
Kardeşe hazırlama sürecinin başında genellikle tavsiye edilen çocuğa ağabey ya da abla olacağının anlatılması,bu süreçte onun da kardeşinin bakımında destek olacağı ve ne olursa olsun ona olan sevgilerinin asla tükenmediği mesajı verilerek çocuğun içsel dünyası duruma yavaş yavaş alıştırılmalıdır. Kıskançlık yalnız en büyük çocukta görülen bir duygu değildir. Kardeş kıskançlığında doğum sırası önemli bir faktördür.
En büyük çocuğun, yaşamının belli bir süresinde tek çocuk olduğu ve bütün ilgiyi üzerinde topladığı için kardeşini kıskandığı bir gerçektir. Ancak bazı hallerde küçük kardeşin büyüğü kıskandığı görülür. Abla veya ağabeyin bazı imtiyazlara sahip olduğunu görmek, küçüğü kıskandırır. Büyüğün evde söz hakkına sahip olması, küçük kardeş üzerinde hak iddia etmesi, küçüğe baskı yapması onu rahatsız eder. Büyüğün harçlığının çok olması, bazı isteklerini yerine getirmesine izin verilmesi, küçükte kıskançlık yaratan durumlardır.
İkiden fazla çocuğun bulunduğu ailelerde, ortanca çocukta da kıskançlık belirtileri gözlenebilir. Ortanca çocuk, bir süre özel ilgi ile büyümüş olan en büyük çocuk ile uzun süre ilgi merkezi olan en küçük kardeş arasında sıkışmış kalmış olan çocuktur. Genelde ilgi çekme çabası içindedir, kendisini göstermek için her yola başvurabilir. Anne ve babanın bu davranışları anlayışla karşılaması, bu davranışların altında yatan nedeni keşfetmeye çalışması şarttır.
Anne-babaların olumlu tutum ve davranışları, kıskançlığın körüklenmesini engellese de, oluşmasını engellemeyebilir. Ancak pek çok hatalı tutum, kıskançlık duygusunu pekiştirir.
Çocukta kıskançlık yaratan hataların başında, çocukları birbirleriyle kıyaslama davranışı gelir. Anne çocuğunu çalışmaya teşvik etmek için “Bak ablan ne kadar çalışkan, sen de onun gibi çalışsan olmaz mı ?” der ve kıskançlık duygusunu çoğaltmış olur. Veya “Kardeşin senden küçük ama o aklını kullanmasını biliyor, sen ise…” diyerek başlayan cümleler genellikle kıskançlığı körükleyici sözlerdir.
Kıskançlığa yol açan bir başka hata da, çocuklardan birinin tercih edilmesidir. Bazı ailelerde erkek çocuğa çok önem verilir, bazılarında da kız çocuğa. Bazı ailelerde yetenekli veya başarılı çocuğa ilgi gösterilir, diğerleri ihmal edilir. Bazılarında en küçük çocuğun özel bir yeri vardır. Nedeni ne olursa olsun, çocuklardan birinin tercih edilmesi, diğerlerini mutsuz eder, aralarında kıskançlık yaratır.
Kıskançlığa neden olan hataların arasında
duygusal şantajlardan söz etmemek mümkün değildir. Bazı anneler evde disiplini sağlamak için “Beni o kadar üzüyorsun ki seni artık sevmeyeceğim, sadece kardeşini seveceğim” şeklindeki tehditlere başvururlar. Bunların disiplini sağlamada hiçbir yararları olmadığı gibi çocukta kıskançlığa zemin oluşturmaktan başka bir işe yaramazlar. Bu duygusal şantajları kendilerine göre yorumlayan çocuklar, sevilmediği, istenmediği hissine kapılırlar, bundan da kardeşlerini sorumlu tutarlar, ona düşmanlık beslemeye başlarlar. Bazen bu çocukların oyunlarında oyuncak bebekleri dövdükleri, boğdukları, çöpçüye sattıkları, denize veya çöpe attıkları görülür. Araştırıldığında, çoğu kez bu saldırgan davranışların altında bir kardeş kıskançlığının yattığı keşfedilir.
O halde kardeş kıskançlığı yaratmamak için anne ve babalara pek çok görev düşer. Kardeş kıskançlığını engellemek veya yok etmek için formül yoksa da, bu duyguyu hafifletmek için pek çok yol vardır. Çocuklarına eşit davranan, onları birbirleriyle kıyaslamadan eğiten, çocuklardan birinin tarafını tutmayan ve bütün çocuklarına eşit sevgi ve ilgi gösteren anne-babalar, bu konuda başarılı sayılabilirler. Çocuklara eşit davranmak demek, hepsine aynı hediyeyi almak, hepsini aynı anda öpmek demek değildir. Eşit davranmak demek, her çocuğa ailede özel bir yeri olduğunu hissettirmek, her çocuğun bir değeri olduğunu kendisine göstermektir. Haksızlık yapmamak da, her çocuğa uygun olanı, ihtiyaç duyduğu zaman almaktır. Taraf tutmamak ise, kardeş kavgalarında sürekli aynı çocuğu haklı çıkarmamaktır.
Her çocuğa yaşına, cinsiyetine ve becerilerine göre, ailede görev ve sorumluluklar verilmeli, haklarına da saygı gösterilmelidir. Kardeşler arasında işbölümü ve dayanışma teşvik edilmeli, paylaşma duygusu cesaretlendirilmeli, sevgi ve güven duyguları pekiştirilmelidir. Ancak bu yöntemlerle, kıskançlık duygusunun zamanla azaldığı ve kaybolmaya yüz tuttuğu görülebilir.
Kardeş kıskançlığı çok aşırı dozda olmamak şartıyla doğal karşılanması gereken bir duygudur. Ancak çok aşırı düzeyde olması halinde ele alınması, incelenmesi, nedenlerinin keşfedilmesi ve ortadan kaldırılması gerekir.
Sağlık ile ilgili diğer haberler için tıklayın.