Artan iştah normaldir ve genellikle bir ilaç yan etkisi olarak kabul edilmez. Bununla birlikte, sağlık hizmeti sağlayıcıları, diyet önerilerinde değişiklik yapmak için bu durumun farkında olmalıdır.
Hamilelikte iştah artışı hormonal değişiklikler, çocuğun psikomotor gelişimi vb. pek çok nedene bağlı olabilir. Aşağıdaki üç resim, hamilelikte 3. aydan sonra başlaması beklenen iştah artışını temsil etmektedir:
– Gelişen bebek tarafından gıda talebinin artması;
– Annede modifiye beslenme gereksinimlerine yol açabilen hormonal değişiklik; ve
-Besin ihtiyaçlarını da artırabilen bebeğin psikomotor gelişimi (veya hareketi). Hamilelik sırasında iştahı etkileyebilecek çok çeşitli faktörler vardır ve bu faktörlerin yoğunluğu kadından kadına değişebilir. Erken doğum, düşük doğum ağırlıklı bebek ve yavaş fetal büyüme öyküsü olan kadınların 2. ve 3. trimesterde aşırı iştahlı olma eğiliminde oldukları bulunmuştur. Öte yandan, hipertansiyon, diyabet veya sezaryen öyküsü olması da hamilelikte iştah artışı ile ilişkilidir.
Anoreksiya nervoza ve bulimia nervoza gibi yeme bozukluklarının, hamile kadınlarda sonraki erken doğumlar ve düşük doğum ağırlıklı doğumlarla önemli ölçüde ilişkili olduğuna yaygın olarak inanılmaktadır. Bununla birlikte, son araştırmalar, yeme bozukluğu olan kadınların dengeli bir diyet yemeye daha yatkın olduğunu ve beslenme alımı söz konusu olduğunda genel popülasyondan farklı olmadığını göstermiştir.
Hamilelik Döneminde Diyet Kontrolü
Hamilelik sırasında iştahta bir artış olduğu bilindiğinden, anne adaylarının rutin diyetlerini takip etmeleri önerilmiştir. Bununla birlikte, hamile kadınların kendilerini yeterli besinlerden mahrum bırakmadıklarından emin olmak için diyetlerinde herhangi bir değişiklik yapmadan önce doktorlarına danışmaları önerilir. Ayrıca anne adaylarının hamilelik döneminde aldıkları kilolara olan etkisini ve fazla kiloların doğumdan sonra da onları nasıl etkileyeceğini düşünmeleri gerekli görünmektedir. Hamile kadınların beslenme düzenlerinde de birçok değişiklik var. Birçok bilim insanı, aşırı kilo alımına karşı koruyucu bir faktör olarak daha az miktarda daha sık yeme eğilimini düşünmektedir. Daha sık yemek yemek, sağlıklı doku büyümesinin desteklenmesine de yardımcı olur. Diğer bir değişiklik ise yemek kompozisyonundaki değişikliklerdir. Kadınların gebelik öncesindeki diyetlerine göre daha yüksek miktarda karbonhidrat ve protein ve daha az miktarda yağ içeren diyetlere sahip oldukları, ancak gebelikte benzer miktarlarda besin, vitamin ve minerallere ihtiyaç duyulan diyetlerin diğerlerine göre daha az olduğu görülmüştür.
Ayrıca araştırmalar, vücut kitle indeksi (BMI) artışı ile yüksek doğum ağırlıklı bebekler arasında bir ilişki olduğunu göstermektedir. BMI’de 8 kg/m2’den fazla bir artışın doğumda artan komplikasyon riski ile ilişkili olduğuna dair bazı kanıtlar vardır.
Anne adayı iştahını takip eder ve birkaç küçük öğün yerse, kendini tatmin hissedecek ve bebeğini ihmal ettiği için suçluluk hissetmek zorunda kalmayacaktır.
Anoreksiya nervoza veya bulimia nervoza gibi yeme bozuklukları, sağlıklı bir vücut ağırlığını koruyamama ile tanımlanır ve genellikle hamile kadınların yaşayabileceği artan açlık duygularından çok farklı olarak kabul edilir. Bu gerçeğe rağmen, yeme bozukluğu çeken birçok kadın, hamilelik sırasında normal vücut imajına sahip görünmüyor. Hamile kadınların çoğunda normal kilo alımı ile ilgili herhangi bir sorun olmamasına rağmen, kadınların yaklaşık %20’si aşırı kilo alabilir.
Daha fazla bilgiler için buraya tıklayın…