Konuşmada Gerilik; İnsanı evrendeki diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerinden birinin konuşma olduğu kabul edilmektedir. Çocuklarda normal konuşma gelişimi agulama, babıldama, tekrarlar, anlamsız kelimeler, anlamlı sözcükler, sözcük birleştirme ve cümle oluşturma sırasıyla gider. Çocuklarda dil gelişimindeki bu sıra değişmezken bu gelişimin hızı fizyolojik ve genetik özellikler, cinsiyet, algı, bilişsel ve nörolojik gelişim, sosyal çevre ve etkileşim, aile çocuk arasında sözel iletişim düzeyi, sosyoekonomik ve sosyokültürel özellikler gibi etmenlerden etkilenebilmektedir.
Çocuklar genellikle ; 1 yaşında kendi ismini tanır, anlamlı bir veya iki sözcüklü konuşur, 2 yaşında yaygın kullanılan nesneleri isimlendirir, basit 2 kelimelik cümle kurar, 3 yaşında 3-4 kelimelik cümle kurar, konuşma aile bireyleri tarafından anlaşılır, 4 yaşında geçmiş zamandan öyküler anlatır, konuşması yabancılar tarafından anlaşılır, 5 yaşında duygularından söz eder, 3 aşamalı komut alır, kendi ismini yazabilir, 6 yaşında iyi kurulmuş karmaşık cümleler kullanır, konuşmanın bütün öğelerini kullanır.
Çocuğun; 18 aylıkken anlamlı kelimesi yoksa, 2 yaşında 2 kelimelik cümlesi, 3 yaşında 3 kelimelik cümlesi yoksa ve konuşması anlaşılır değil ise dil gelişiminde gecikme olduğu söylenebilir. Konuşma gecikmesi en sık görülen çocukluk çağı gelişimsel gecikmelerinden biri olup 5 yaşındaki çocukların %7 sinde görülmektedir. Erkek çocuklarında sık görüldüğü bilinmektedir.
Dil ve konuşma gecikmesinin nedenleri:
– Down Sendromu, yarık damak/dudak anomalisi gibi genetik nedenler;
– İşitme kaybı gibi işitsel nedenler;
– Serebral palsi, otizm gibi nöropsikiyatrik nedenler;
– 3 yaşın altında TV, tablet,telefon karşısında çok zaman geçirmek gibi psikososyal yoksunluk ve zeka geriliği gibi nedenler sayılabilir.
Konuşmanın öğrenilebilmesi için başkalarının konuşmasını duymak, duyduğunu algılamak, söylemek istediğini formüle edebilmek ve seslendirebilmek gerekir.
Konuşmada Gerilikde Ebeveynlere Öneriler:
Konuşmaları için fırsat verilmeli, sabırla dinlenmeli, duygusal müdahalelerde bulunulmamalıdır.
Televizyon, telefon ve tablet sınırlandırılmalı, ekran karşısında tek bırakılmamalı, seyrettiği şey ile ilgili sözel geri bildirimler alınmalıdır.
İşaret diliyle ihtiyaçları karşılanmamalı, istediği şeyi söylemesi için rehberlik edilmelidir.
Mümkün olduğunca yaşıtlarıyla beraber vakit geçirmesi sağlanmalıdır.
diğer haberler için tıklayın.